Bir önceki bölümümüzde sizlere mu kıtasında yaşananların aslında Nuh tufanı ile bağlantılı olduğunu ve Nuh tufanının esasen mu kıtasından kaçan insanlardan oluşmuş bir durum olduğunu belirtmiştik. Ayrıca Türklerin anavatanı olan mu kıtasındaki felaketten kaçarak farklı coğrafyalara yerleştiklerini de belirtmiştik. Şimdi ise aslında Türklerin Nuh tufanı ile ortaya çıkışlarına değineceğiz.

Nuh tufanından sonra yaşam

Nuh tufanının ardından Nuh peygamber, oğulları karısı ve oğullarının eşleri bir gemi ile felaketlerden kurtulmuş ve felaketler son bulduğunda birer yerleşim yerine giderek burada kıyamet sonrasında yeni hayatlarına başlamışlardı. Nuh’un oğullarından olan Yasef ailesini yanına alarak bugün Şimal olarak bilinen bölgeye yerleşti. Yasef tüm hayatını bu bölgede geçirdi ve bu esnada bir erkek çocuğu dünyaya geldi. Oğlunun doğumu sonrasında bir tepeye çıkan Yasef Allah’a yakarışlarda bulunarak oğluna bir isim vermesi için dualar etti.

Aktarılan rivayete göre ise Allah bu erkek çocuğuna Turk ismini verdi. Yasef Turk’u kendisine veliaht tayin etti ve bu bölgede kendisinden sonra oğlu Turk’un hüküm süreceğini ve kardeşlerinin de ona biat etmesi gerektiğini söyledi. Babasından sonra burada yaşamaya devam eden Turk’un ise  burada iken 2 kızı ve 2 oğlu dünyaya geldi. Turk, zaman içerisinde neslinin Orta Asya’ya yayılması ile hayatını bu bölgelerde geçirdi.  Anlatılan hikayelere göre ise bu erkek çocuklardan ortaya çıkan nesiller bugün bildiğimiz Türk soyunu oluşturmakta.

Oğuz kağan destanı ile bağlantısı

Bilinen bir başka gerçek olarak ise karşımıza eski Türk destanları içerisinde yer alan oğuz kağan destanı ve bu destanda yer alan başka bir kaynağa göre ise Türklerin ortaya çıkışı biraz daha farklı. Oğuz kağan hem cengaver hem cesur biri olarak tam bir savaşçı şeklinde nitelendirilen Türk atasıdır. Büyük bir savaşın ardından Oğuz kağan bir ormana kamp kurar. Bu ormanda ise bir gergedanın insanlara saldırdığını öğrenir. Kargısını yayını ve kalkanını kuşanan Oğuz kağan bu gergedan ile savaşmaya gider. Tüm bir gece süren savaşmadan sonra Oğuz kağan gergedanı öldürür ve gergedanın ölmesi ile birlikte gökten bir bozkurt ve bu bozkurt ile de bir ışık süzmesi içinde dünyada görülmemiş güzelliğe sahip bir kız iner. Bu kız gülünce Gök Tanrı gülüyor, ağlayınca Gök Tanrı ağlıyor gibidir ve Oğuz Kağan bu kıza aşık olarak onunla evlenir. Bu evlilikten dünyaya Gün Han, Ay Han ve Yıldız Han isminde üç erkek çocuk gelir. Daha sonra Oğuz Kağan başka bir av için çıktığında ise bir ağacın kovuğundan bir ışık süzmesi daha çıktığını görür. Bu ışık süzmesinden ise perilerden güzel, güldükçe güneş açan ve ağladıkça seller çalan bir kız çıkar karşısına. Oğuz kağan bu kızı da sever ve onunla da evlenir. Bu evlilikten ise Gök Han, Dağ Han ve Deniz Han isminde üç erkek çocuk daha dünyaya gelir. Oğulları ile hükümdarlığını iyice genişleten Oğuz Kağan uzun süre hükümdarlık yapar ve ölümüne yakın bir zamanda danışmanı olan Bilge Uluğ Bey’in bir gün rüyasında 1 altın yay ve 3 gümüş ok görmesi üzerine oğullarını farklı coğrafyalara göndererek oralara hükmetmelerini buyurur. Kendisi ise eşleri ile hayatını burada geçirir.

OKUYUN  Netflix üyelik ücreti ne kadar? (Kaynak: soru.com.tr)

VİDEO: Kim Bu Çılgın Türkler? Nuh Tufanı ve Türklerin Kökeni

İki Hikayenin Bağlantısı nedir?

Bu iki hikayeyi birbirine bağlayan nokta ise başka bir destan ile karşımıza çıkmakta. Türeyiş destanı içerisinde yer alan anlatılara göre, Şimal bölgesinde hüküm sürmüş bir kral vardır ve bu kralın 2 kız çocuğu dünyaya gelir. Bu kız çocukları o kadar güzeldir ki Kral kızlarının yanına dünyadaki kimseyi yakıştırmayarak onların Tanrı’ya eş olacak türden kişiler olduklarını düşünmektedir. Her gece göğe uzun yakarışlarda bulunan kralın duaları üzerine gökten bir bozkurt suretinde gelir ve bu kızları iki ışık süzmesi içinde yanına alır. Şimal bölgesine hükmeden Turk ve ışık süzmesi ile bozkurt suretinde Tanrının gelişi hikayelerine bakıldığında ise bu olayların bağlantısı, azımsanamayacak kadar güçlü.

Türkler ve akrabası olan ırklar

Bir başka rivayette anlatılana göre ise Turk’un çoğalan nesli bu aile ismini devam ettiriyor ve Turk’un 7.nesilden torunu olan İlihan’ın dünyaya gelen Tatar ve Moğol isimli ikiz çocuklarından sonra bu soy arasında tartışmalar ve araların bozulması başlıyor.

Gerçekliği nedir?

Gen çeşitliliği hangi hikayede anlatıldığı gibi gerçekleşiyor ya da bu hikayeler arasında gerçekten bir bağlantı var mıdır bilinmez ama her zaman  hatırlamak gerek ki, iki farklı inançta ve coğrafyada bahsedilen efsaneler ya çok hızlı yayılıyor ya da bu efsaneler altında yatan gerçekleri bulmak için aslında sadece biraz eşelemek gerekiyor.

Yazar Hakkında

Yunus Emre Kılıç

Öncelikle herkese merhaba, ben Yunus Emre Kılıç. Hayatım boyunca tutkum olan yazmak beni önce Radyo Televizyon ve Sinema bölümü ile ardından da sektördeki denemelerim sonucunda Bir Bilene Sorduk ve Turk Gazete ile buluşturdu. Sitemiz adına çalışmalarımın yanı sıra YouTube kanalımız için sunuculuk yapmaktayım. Umuyorum ki hem anlatarak hem de yazarak uzun yıllar daha sizler ile aynı sayfada buluşmaya devam edeceğim. Her yeni güne yeni bir mutluluk dileğiyle...

Tüm yazıları göster